amok koşucusu

(bkz:stefan zweig) tarafından yazılmış 189 sayfalık bu kitap hikaye (öykü), dünya klasikleri, edebiyat türlerine sahiptir.orjinal adı der amokläufer olan bu kitap (bkz:ilknur özdemir) tarafından çevrilmiştir.ayrıca kitap 9789750735196 ısbn numarasına sahiptir.
tabancamı odada bırakmıştım, yoksa çoktan kendimi vurmuştum.

herkes en azından bir parça delirir.

(bkz:sayfa 13)
diğer kitaplara gore biraz daha basit kalmis ve tam bir konu bütünlüğü sağlanamamış olduğunu düşündüğün eserdir
“amok koşusunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?”
“malezyalılarda görülen bir tür sarhoşluk hali. “
“bir sarhoşluktan daha fazlasıdır bu... bir çılgınlıktır, bir tür kuduz gibidir, ölüm saçan bir salgındır, basit bir alkol zehirlenmesiyle kıyaslanamayacak kadar anlamsız bir saplantıdır.”
insanın tek sahip olması gereken hak, istediği gibi geberebilmesidir… ve bu esnada başkasının yardımına gerek duymamasıdır…"yıkıma giden, melankoli nöbetlerine tutulmuş yaşamlar ve kaçınılmaz sona doğru bir koşu… öldürücü, anlamsız ve sonuca odaklı bir çılgınlık krizi… kendisi de ilk eşiyle intiharın sınırına gelmiş, ancak ikinci eşiyle amacına -kendi mutlak sonuna- ulaşan stefan zweig'dan her biri derin izler bırakan, tükenmişlik içinde dahi gururundan ödün vermeyen insanların, ölümü yani mutlak sonu bir şekilde varlıklarını kanıtlama yolu ya da kurtuluş olarak hissetmelerinin hikâyeleri… evet, her biri kaçınılmaz sona ulaşacaktır… hepimiz gibi… ancak onları diğer herkesten ayıran, ölümü kendi ellerinde tutuyor olmaları… başarılı psikolojik tahlilleriyle kendini klasikler arasına kabul ettiren stefan zweig'ın intiharla özdeşleşmiş hikâyelerinden biri olan amok koşucusu ile aynı adı taşıyan; umutsuzluk, yitirilmişlik, boşluk, hayata tutunamamak, terk edilmişlik ve değersizlik gibi sebeplerle mücadele eden yedi insana ait yedi ayrı intihar ve ölüm izleğinin işlendiği bu eserde, insan psikolojisinin en derinliklerine inerken hayatı sorgulamadan duramayacaksınız.

(tanıtım bülteninden)
stefan zweig'ın yazmış olduğu bir uzun öyküdür. adını, uzak doğu 'da görülen bir tür cinnet hâlinden alır