ben tembel değilim

ben sabah 8de uyanıp dişlerimi fırçalayıp, kahvaltı edip işe gitmek istemiyorum. iş yerinde bazı sersemlerle -uyku sersemleri, şeyapmayın çok- uğraşmak da istemiyorum. hatta işten eve dönmek için arabayı çalıştırmak bile zor geliyor. eve gelince ayakkabılarımı çıkarmak da hatta!
herkesin hayatında huzura ihtiyacı var. herkesin dinlenmeye, tatile,
susmaya, ayakkabılarla yatağına uzanmaya, ihtiyacı var. bence hakkı bile var!
(bkz:eric carle) yazmış olduğu bu kitap, çocukluğumdan beri merak ettiğim tembelhayvan'ları anlatıyor. tembelhayvanlar kafalarını 270 derece döndürebilirler. ayıca tek ayakları ile tutundukları daldan sarkıp bedenlerinin 360 derece döndürebilirler. üstelik bunu izlemek çok korkutucudur. hayatlarını ağaç dallarından tepetakla sarkıtarak geçirirler. genelde şafak vakti ve gün batımında yemek yerler. çiçek, yaprak ve meyveyle beslenirler. bir daldan diğerine yavaşça geçerek saatler süren yemekleri bitince başlarını karınlarına dayayıp uykuya dalarlar. yirmi dört saatlik günün on bei ila on dokuz saatini uyuyarak geçiren tembelhayvanlar, uzun ve kalın tüylü kollarının arasında büyüyen yeşil algler nedeniyle içinde yaşadıkları ormanın rengini alırlar. :)