damızlık kızın öyküsü

384 sayfalık bir kitap ve filmi var. şu an doğan kitap tarafından basılmış. henüz kitabını okumadım fakat filmini izledim. orijinal adı the handmaid's tale dır.
4 dalda emmy adaylığı olan dizi
çok başarılı kurgusu olan, kitap boyunca insana "peki nasıl olmuş da olmuş?" dedirten ve bu yüzden hızla okunan bir kitap :))
okuduğum yorumlarda durağan olduğundan bahsedilse de, konusunu oldukça etkileyici buluyorum, henüz okuma fırsatı bulamadım ama distopyalar güzeldir, bize nerede yaşamak istemediğimizi hatırlatırlar :)
henüz kitabını okuma fırsatini bulamadığım ama dizisinden oldukça etkilendiğim dispotik hikaye.
kitap benim için biraz ağır ilerledi. işledigi konu bakımından hem üzücü hemde korkunç olduğu için biraz ara vererek okudum. kitabın konusuna gelecek olursak; abd hükümeti dağılmış; kendilerine yakup'un oğulları diyen bir grup yönetime el koymuş ve çok kısa bir zaman içinde her şey değişmiş. kadınların paralarına el konulmuş, çalışmaları yasaklanmış, sınıflandırılarak yeni toplumdaki yerlerine dağıtılmışlar. sosyal piramidin tepesindeki grup olan eşler yüksek rütbeli erkeklerle evlenip, ev işlerini idare ediyorlar ve yalnızca mavi elbiseler giyiyorlar. marthalar ev içi hizmetlerde kullanılan, çocuk doğurma yaşını geçmiş ya da kısır olan kadınlardan oluşan grup, yeşil giysiler giyiyorlar. kırmızı uzun elbiseler, kırmızı eldivenler giyen, yüzlerini kırmızı peçeler ve beyaz kanatlarla kapatanlar ve isimleri yerine sahiplerinin isimleriyle anılanlar ise ( mesela fredinki) damızlık kızlar.yüksek rütbeli erkeklere ait olan bu kadınların öncelikli görevi çocuk doğurmak. damızlık kızları eğiten, kahverengi elbiseli kadınlara teyze deniyor; bu yönetim şeklini içtenlikle destekleyen bu yaşlıca kadınlar, kalabalık eğitim merkezlerinin yönetiminden sorumlu. bir de ekonokadınlar var. daha alt seviyedeki erkeklere ait olan; evin bütün işlerini ve çocuk doğurma sorumluluğunu üstlenen bu kadınlar birleşik görevlerine uygun olarak mavi, yeşil, kırmızı çizgili elbiseler giyiyorlar. bu pozisyonlardan herhangi birini beğenmediyseniz, kolonilere giden kadınlara katılabilirsiniz. orada ağır işlerde çalıştırılır, kirlenmiş hava ve toprak yüzünden yavaş yavaş ölebilirsiniz. ya da jezebel olarak anılan kadınlardan biri olur, komutanların yasa dışı partilerinde fahişelik yapabilirsiniz. çoğu damızlık bu son saydığım gruplarda yer almamak için kaderlerine razı geliyorlar. komutanlara eşlerinin veremediği çocuğu onlar vermek zorundalar. kitapta anlatılan dünya radyasyon gibi bir çok şeyden kirlendiği için doğan çocukların hepsi sağlıklı doğmuyor ve bu çocuklara ne olduğunu kimse bilmiyor. kısacası ürkünç bir distopya sizi bekliyor.
kitabı daha karanlık bir tablo çiziyor