dönüşüm

kelimelerin ötesinde derin anlamlar barındıran kült öykü.
gregor samsa bir sabah böcek olarak uyanır ve kabus başlar. insanların işine yaradığın müddetçe sorun olmadığın ama tükendiğinde onların gözünde böcek gibi tiksindirici gözüktüğün, öldüğünde bile yok edilmesi gereken pislik olduğunu anlatan derin anlamlara sahip kitap.

ahh franz kafka ahh. ne yaşadın bu kadar da kalemin bu kadar üzgün :(

günümüzde de güncelliğini yitirmeyen bir konu. ve maalesef gelecekte de yitirmeyecek olan... işe yaradığın kadar varsın! sonra hiçsin!
bir böcek olarak uyanırsam düşündüğüm şey gerçekten işe nasıl gideceğim mi olur, ah samsa..
çoğu kişi tarafından sevilen kült bir kitap ama ben sevememiştim anlamsızca itici bir ana karaktere sahip. nedeni böcek olması falan değil genel itibariyle hoşlanmadım samsa'dan.
bir gün çevresindeki insanların istediği rutini uygulamayınca gregor samsa'nın toplumdan dışlanmasını anlatır.
"bir sabah uyanıp kendini hamam böceğine dönüşmüş bulan gregor samsa, kafka'nın tüm iç dünyasını yansıtıyor. ayrıca, bürokrasi ve iş çarkının, yüzyılımız insanını böceğe ya da 'robot'a dönüştürdüğünü, hepimizin birer 'gregor samsa' olduğumuzu kavrayamazsak, biz dünyaya değil dünya bize bakıyor olmaz mı?" demiş tezer özlü
(bkz:franz kafka) tarafından yazılmış olan 88 sayfalık bu kitabı (bkz:emre alagöz) türkçe'ye çevirmiştir.
franz kafka'nın kült öyküsü dönüşüm

 

günümüzde hepimiz bir gregoruz aslında,

 

kafka, iz bırakıp, silinmeye doğru yol alan yazar

 

dönüşüm, var olan bir vaziyetten başka bir vaziyete sürükleniş, gregor bir sabah gözlerini açtığında bir böceğe dönüşerek bütün mevcut hallerinden soyutlanmıştır.

 

dönüşüm’de baba ve işveren arasındaki ilişkinin bu ufak ailedeki yankılarını, yaşam izlerini keşfederiz. daha sonra bu izlerde silikleşecektir, çünkü henüz yeni ulaşmaktadır her yana kapitalizm.

 

gregor'un ev ekmek düzlemindeki babalığın daha sonra böcek olunca elinden alınmasıyla ataerkil düzenin nasıl bir sömürü aracı olduğunun ayrımına varırız ve sevgi denen içi boş kelimenin nasıl tuzak olduğunu gregor'un kalınlaşmış ve sertleşmiş gövdesine doğru hedef alınan elmalarla birlikte bizde anlarız.

 

gregor'un dönüşümünü okurken, hayatta bir karşılığı olmadığını, hepsinin esaretleşme ekseninde menfaatler adına başka şeylerle bağlandığını gözlemleriz.

 

baba yalnızca bize ekmek getirmekle görevli, gereksinimlerimizi yerine getiren biri değildir.

baba, toplumsal düzlemde “patron” dur. kız kardeş keza, namustur, gelecektir.

 

toplumsal güçlerin ufaltılarak bir beden halini aldığı en küçük birim olan ailenin otoritesine karşı, gregor , kafka’nın ortada bırakılmışlığını yaşamaktadır, denilebilir. 

 

böcek görünümdedir, ama yine de insansal niteliklerle düşünmek ve insan gibi yaşamayı arzulamaktadır. ailesinin borçlarına karşın, pazarlamacı olarak çalıştığı iş yerine gitmesi gereken saatte gidemediğini hatırlayarak manevralar yaptıkça dev bir böceğe dönüştüğünü hatırlamaktadır ve içinde bulunduğu işe gidememe ve aile bütçesine katkı sağlayamama pozisyonu, aile fertlerini düş kırıklığına uğratmıştır.

 

aile ferleti oldukça durgun ve durumu sorgulamayan bir tutum içerisindedir. ilginç olan bir diğer yön, gregor’un kendini bir böcek olarak bulduğunda aklına ilk gelen şeyin bulunduğu durum yüzünden nasıl iş başı yapacağı oluşudur. ilk aşamada niçin bir böceğe dönüştüğünü veya nasıl normale dönebileceği üzerinde durmamaktadır bile, ailesi gregor’u iyleştirmek istemektense onun bu haline adapte olmaya çalışıyorlar.

odasına hapsolmuş bir hal içerisindeyken aile fertleriyle girdiği iletişim çabaları gregor'un zihninde ağır çukurlar açmaktadır ve bu dönüşümden sonraki ilişkiler örgüsü giderek kötüleşmektedir. 

 

gregor’un dönüşümünden sonraki iki ana çıtırdama durağı vardır.

 

bunlardan birincisi, kız kardeşinin, gregor’un odasında ona özgün değişiklikler yapma girişiminde bulunmak istemesidir. annesi ise, gregor’un tam aksine içinde bulunduğu dönüşümün gerçekleşebilmesi için odasının tüm biçiminin muhafaza edilmesinden yanadır; odasının bir böceğe göre dizaynı, sevgi duyulan ergin bir erkek olma durumununda geri dönüşü mümkün olmayacağını anlar. bu gelişmeye karşı gelmek isteyen gregor, kız kardeşi ve annesi istirahat etmek amacıyla yan odaya geçiş yaptıklarında büyük bir tempoyla gizlendiği yerden çıkar ve duvardaki kürk giymiş kadın portresine tüm gücüyle, tüm kaslarıyla sımsıkı tutunur. (bu, eski yaşantısını sembolize eder.)

 

yaşadığı hayattan memnun değildir, istekli değildir, ama başka bir çıkış yolu da bulamamaktadır. sessiz, sakin bir süreç içerisinde kendine kapanır ve zaman akışı içerisinde gregor artık ölüme terkedilmiş, kendine dair olan bütün ümitlerini kaybetmiştir ve sistemin yabancılaştırarak esirleştirdiği bir nesne durumuna dönüşmüştür.

 

gregor’a karşı kaba ve duyarsız olan babası, onu odasına doğru sürükler aralarında meydana gelen bu tuhaf mücadele, babasının ona meyvelikteki elmalarla saldırmasıyla sonuçlanır. fırlatılan elmalardan bir tanesi gregor’un sırtına isabet eder, gregor ciddi bir biçimde yaralanır ve odasına doğru kaçar…

 

gregor’un, böcek bedeni içine tıkılmış insan kişiliğinin kışkırtmasıyla, bir akşam kız kardeşinin çaldığı kemanı yakından dinlemek ve görmek için odasından dışarı adım atmasıdır. müzik gregor’un bir türlü keşfedemediği besin, onu kendisine doğru getirtmektedir; ancak gregor artık bir insan değildir ve insanların yaşamında ona yer yoktur. kız kardeşi de dönüşümün ilk aşamasında olan hassas konumunu çoktan kaybetmiştir.

 

gregor’un yemekleriyle özenle ilgilenen kardeşi, artık önceki gibi ilgilenmemektedir. gregor’un dış insan dünyasına girmek, kendine tekrar bir yer bulma gayesiyle attığı bu cüretkâr adım, onun nihai sonunu hazırlar ve son olarak gece saat üçte; açlığın, vücudundaki derin yaranın ve çevresindeki her şeye yabancılaşmasının etkisiyle ölerek bütünüyle yabancısı olduğu bu dünyadan silinip, yok olur.

 
kapağındaki böcek resmi nedeniyle bir türlü elimin gitmediği ama okuyunca çok beğendiğim kitap.
kitap bir sabah kendini böceğe dönüşmüş halde bulan gregor samsa' nın hikayesini anlatıyor. daha en baştan konuya giriş yapıyorsunuz.

" gregor samsa bir sabah huzursuz rüyalar gördüğü uykusundan uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş halde buldu."

böceğe dönüşme olayı kitapta somut olarak işlenmiş olsa da aslında soyut olan bir durum somut hale getirilerek olay daha canlı tutulmuştur. böceğe dönüşmekten kastın insanların gözünde değersizleşme olarak işlendiğini düşünüyorum.

gregor samsa, ailesi için sosyal hayatından vazgeçmiş ve onların daha rahat yaşamaları için durmaksızın çalışan birisidir. işini pek sevmez ama ailesinin borçları ve refah düzeyi için kesintisiz, bir gün bile kaytarmadan işe gitmektedir. her şey güllük gülistanlıktır. ancak böceğe dönüştüğü günden itibaren sevdiklerini ihtiyaçlarını karşılayamamaya başladığında ona karşı olan tavırlarının nasıl da değiştiğine şahit oluyorsunuz.

gregor o sabah bırakın sabah işe gitmeyi yatağından bile bin bir güçlükle kalkabilmiştir. ailesi sürekli kapısına vurmaktadır. kapıyı kilitleme alışkanlığından ötürü ailesi içeri giremez. böceğe dönüşmüş olmasına rağmen hala işe gitmek için trene yetişmeye çalışmaktadır. daha sonra müdürü gelir ama pek inanmaz hasta olduğuna.

gregor incecik böcek bacaklarıyla kapıyı zar zor açtığında ailesi ve müdürü şok olurlar. gregor müdürüne durumu anlatmaya çalışır ama müdür sadece tiksinerek bakar ve çeker gider.

ailesi de ona tiksinerek bakmaktadır. onu odasına kapatırlar. baba yıllardır çalışmamaktadır ve evin yükünü gregor çekmektedir. bu yük babasının üstüne bindiğinde ise gregor' a olan tavırları oldukça sertleşmiştir. hatta onu elma fırlatarak kovaladığı sırada gregor' a kalıcı ve acı veren bir yara bırakmıştır. babasının fırlattığı elma sırtına saplanmıştır. babasının bu tutumu onun ruhuna zaten yara açmışken sırtında çürüyen elmadan dolayı vücudunda iltihap oluşması daha da çok canını yakmaktadır. bence burada babasının ona karşı olan tutumunun her geçen gün kalbini daha çok yaraladığını ifade etmiş olabilir.

annesi ise ondan hem korkuyor hem tiksiniyor hem de ana yüreği el vermediğinden olsa gerek evladı için üzülüp perişan olmaktadır. ama sonuç olarak gregor' dan vazgeçebilmektedir.

kız kardeşi başlarda ona çok iyi davranır. diğerlerinin girmeye korktukları odaya girer, yemek getirir, odayı temizler ve gregor' la iletişim kurmaya çalışır ama maddi sorumluluklar onu da sıkmaya başladığında onunda davranışları değişir. hatta onun abisi olmadığını ve ondan kurtulmaları gerektiğini söyler. oysaki gregor kardeşini ne kadar çok sevmektedir. böceğe dönüştüğünde bile hala kız kardeşini en büyük hayali olan konservatuvara gönderme planları yapmaktadır. keman çalarken kız kardeşini çıkmasının yasak olduğu odasının kapı aralığından hayranlıkla izlemektedir.

kıyamet maddi yetersizlikler sonucu eve alınan kiracıların gregor' u görmesiyle kopar. akşam yemeği sırasında kız kardeşi kiracılara keman çalmaktadır. kiracıların kız kardeşini umursamaz tavırlarından hoşlanmayan gregor, kız kardeşinin yanına gitmek ister. ona hak ettiği saygıyı gösteren kendisine keman çalmasını istemektedir. ama kiracılar onu gördüğünde hemen bir tartışma başlatıp evi boşaltacaklarını ve para da vermeyeceklerini söylerler. bu olaydan sonra evde tam bir sinir harbi yaşanır ve kız kardeşi bile ondan kurtulmak ister.

gregor odasında üzüntüden ölür. ölüsünü hizmetçi bulur ve aileye haber verir. onlar da zaten bu anı bekledikleri için üzülmezler bile sanki hiçbir şey olmamış gibi kendilerine yeni bir hayat planı yapmaya başlarlar. hatta pikniğe bile giderler.

benim hikayeden kendimce çıkardığım iki sonuç oldu. birincisi insanların işine yaradığın kadar onların gözünde değerlisin. bu hatta ailen bile olabilir. ikincisi ise işvereninin tavrını değerlendirirsek sistem içinde varolduğun, hizmet ettiğin sürece değerlisin. sisteme faydan olamayacağı anlaşıldığı an sistem senden vazgeçiyor ve gregor' un müdür gibi iğrenen bakışlar atarak tek bir laf bile söylemeden arkasını dönüp gidiyor.

dönüşüm, franz kafka' nın okuduğum ilk kitabı oldu. iyi ki okumuşum dedim. hatta bu zamana kadar kafka' yı nasıl okumamışım diye kendime sitem ettim. değişik kafası olan güzel bir adam. siz de ilk kez kafka okuyacaksanız dönüşüm' ü öneririm. çünkü kafka' dan çok şey bulacaksınız.

arka kapak
ilk kez 1915'te die weissen blaetter adlı aylık dergide yayımlanan dönüşüm, kafka'nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden nerdeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır.17 ekim 1912'de felice bauer'e gönderdiği mektupta kafka, amerika romanı üzerine çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini, bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazar. dönüşüm işte böyle ortaya çıkar.kumaş pazarlamacısı olan gregor samsa'nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan dönüşüm, giderek gerçeklikle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.
  • /
  • 2