dizi o kadar derin bir konuyu işliyor ki,o 13 bölüme gecelerimi verdim diyebilirim ve bitirdiğimde hayatın aslında nasıl bu noktaya geldiğini,insanlığı sorgularken buldum.
insanoğlunun nasıl bu kadar gaddar olduğundan korktum.hannah baker,gittiği lisede yanlış bir fotoğraf yüzünden hayatı tepetaklak olur ve sonuçlarını doğru yol olduğunu düşündüğü;intiharda bulur.kitabını okumadım,çok pişmanım ancak oyuncular çok başarılıydı.hannah’nın annesi,babası,arkadaşları…sadece hannah’ın hayatı değil diğer karakterlerin hayatı çok güzel ele alınmıştı.
kendi hayatımız için yakınırken,evet bu bir dizi ancak bunları yaşamış o kadar kız var ki,biz hiçbir şey yapmıyoruz.sessiz kalıyoruz ve bu bizi suçlu yapıyor.
dizinin bu kadar sürükleyici olmasının bana göre en büyük sebeplerinden biri de clay’in kasetini bir an önce dinlemek istememiz.clay hannah’ya aşıktır bu yüzden hannah’nın ölümünde nasıl söz sahibi oluyor diyoruz düşüncesi akıcı olmasını sağladı.clay kesinlikle dizi de en sevdiğim kişiydi.pek çok zaman sinir de oldum ama dizinin en iyi insanlarından biriydi.
bu konu hakkında sayfalarca yazı yazabilirim.genç bi kızın ölmesinden bahsediyoruz.bir kız veya değil.bir insanın artık yaşamayacağından bahsediyoruz.evet,bu bir dizi ve kitap ancak gerçek dünyada bunlar yaşanıyor.onca genç kız kimliğinden nefret ediyor,hayatından nefret ediyor,kendinden nefret ediyor.yalnızca bazı insanların bu berbat tutumları yüzünden insanların hayatları mahvoluyor.
dizi bir kamu spotu gibiydi,her ne kadar 13 bölümde bir kızın yaşayabileceği nerdeyse en zor şeyleri gördükten sonra intiharın doğru bir karar olmadığını bize anlatıyor.hannah yalnızca bir şey aramıştı hayata tutunmak için,herhangi bir şey.arkadaşları çekip gitti,kötü davrandılar,en kötü şeyler başına geldi,sözlü tacize uğradı.her biri onu intihara adım adım sürükledi.ancak elbette bu doğru bir karar değil.
netflix ise bize dünyada yaşanması gereken şeyler olduğunu gösteriyordu.zorbalığa karşı çıkmamızı,kendimiz için savaşmamızı,hayata tutunmamız için tek umudun kendimiz olduğunu öğretiyordu.
çok üzüldüm.bunların gerçekten yaşandığını biliyorum.bu psikoloji nasıl yazıya dökülebilir ki?hiçbir harf ölümün gerçek bir tanımı olmadığı gibi,bizler yalnızca yaşayıp gidiyoruz.
insanların kalbini kırıyoruz belki,belki de kalbimizin kırıldığını hissediyoruz.biz yine de insanları hor görmeyelim,eğer bir problem varsa bunu uzaktan izlemeyelim.bize ufak gelen bir durum insanların hayatlarına bedel olabilir.birine dediğimiz tek bir kelime bile insana her şeyi yaptırabilir.
büyüme yaşındaki bir insana hayatında unutmayacağı şeyler yaşatmayın.yaşattırmayın.herkes yaşamayı hak ediyor.kimsenin yaptığı bir şey onun hayatını karşılamaz.insanları yaşıyorken onları şimdiden ölmüş gibi hissettirmeyin.
kitap okuyoruz,o dünyaya giriyoruz.dizi izliyoruz,onların dünyasını tadıyoruz.bu diziyi öylesine anlatıp geçebilirdim ancak yapamadım.bir şeyler söyleme ihtiyacı duydum.
bence diziye bir şans verin ve ergen dizisi değilmiş de gerçek bir hayatmış gibi değerlendirin.çünkü her şey o zaman daha çok anlam kazanıyor.