ortaçağda entelektüeller'de batı aydınının doğuş koşulları ve evrimi anlatılırken, modern kültürün temellerini oluşturan "hümanizma", "mikrokozmos insan", "doğa" ve "akıl" ın tarihsel kökenleri de eleştirel bir biçimde sorgulanır. entelektüelin emekçi olmak isterken aristokratlaşması, skolastikten kutsal cehalete geri dönüş, üniversitenin uluslararası niteliğini yitirerek millileşmesi ve politik çatışmaların aracı haline gelmesi ortaçağdan çıkışın hiç de "ilerleme" sayılamayacak göstergeleridir. ve ortaya çıkan "hümanist" tipi anti-entelektüalist bir nitelik göstermektedir: bilimsel olmaktan çok edebi, akılcı olmaktan çok imancıdır; kapalı akademi ortamının ve siyasi iktidarın adamıdır. günümüzün çokça tartışılan kurumlarından biri olan üniversitenin batı ortaçağındaki kökleri de jacques le goff'un bu keyifli incelemesinin en ilginç yönlerinden birini oluşturuyor. günümüzün "tek tip" toplumlarının sunduğu hayat imkanlarının çoktan tükendiğine inanıyorsanız bu kitap size başka bir şeyi de gösterecektir: "çok sesli" gelecek tasavvurları imkansız ve hayali değildir; insanlık tarihi bunun mümkün olabileceğini gösteren örneklerle doludur. yeter ki geçmişimize "resmi tarih" in gözlüğünü çıkararak bakalım..