(bkz:
abdullah ağar) abdullah ağar, “meskûn mahal”lerde, dağlarda ve fırat kalkanı’nda savaşan mehmetçikleri anlatıyor!
komando tugaylarında ve özel kuvvetler’de yıllarca komutanlık yapan, sayısız çatışmaya giren ve ırak dağlarında belinden üç kurşunla vurulan abdullah ağar, yıllar sonra tekrar bölgeye gitti. tam 4 yıl, 1 gün, 7 saat terör ateşinin kasıp kavurduğu, kızılca kıyametin koptuğu bu topraklarda, çöllerde yaşadı. türkiye’ye döndüğünde de, ışid ile ilgili en kapsamlı saha kitabı ışid ve ırak’ı yazdı.
ardından uzun süre görev yaptığı güneydoğu’ya tekrar gitti. en uçlarda en sert mücadeleleri yapan mehmetçiklerle, görev yerlerinde konuştu. ek olarak fırat kalkanı bölgesi... er-rai, el-bab, dabık... işte özgür şehit böyle ortaya çıktı. kitabın adı, yazara anlattığı çatışmalarının hemen ardından şehit düşen özgür çevik yüzbaşı’dan geliyor ancak özgür şehit, vatanın özgürlüğü için şehit olan ve “mutlak özgürlüğe” kavuşan tüm mehmetçikleri anlatıyor.
bu kitap, “ölüm”den, ölümün üstüne giderek kaçan mehmetçiklerin hikâyesidir. cumhuriyet döneminde karşı karşıya kaldığımız bu en büyük badireyi göğüslemek için “meskûn mahaller”de, 15 temmuz sonrası can havliyle sarıldığımız “taarruz ruhu dönemi”nde dağlarda ve fırat kalkanı’nda verilen olağanüstü mücadelelere dair tarihe düşülen kısa bir nottur.
“meskûn mahal” çatışmaları kimi zaman öyle sert ve
yoğun geçmiştir ki, tıpkı çanakkale’de olduğu
gibi mermiler havada çarpışmıştır.
bu kitap için ön sözden başka bir şey yazılır mı bilmiyorum. bizler sadece ekranlardan bize yansıtılanlar kadarını bildik. peki orada görev yapanlardan hiç dinledik mi? ne zoruklar yaşadılar. nelerle karşılaştılar. işte bunlardan biriydi özgür yüzbaşı. ya bize anlatan kahramanın birkaç gün sonra şehit düşerek bir kitaba ismini vermesi. bu kitabı okumak onlara küçükte olsa bir saygı duruşu niteliğindedir.