yarım saatte bitirdiğim, bir mahkumun elinde bulunan tek bir kitapla yarattığı mucizeye tanık olduğunuz muhteşem kitap, zweig'e başlamak için de çok uygun, zweig'in bu kitapta intiharına da gönderme yaptığı söylenir ayrıca
o kadar akıcı ki bittiğinde "o neydi gızz?" diye bakakaldığınız, kimi zaman insanı tam bir hiçliğin içine düşüren, hakikaten vermek istediği o psikolojik sıkıntıyı sonuna kadar hissettiren stefan zweig kitabı. ana karakterin yerinde ben olsam ne yapardım sorusunu sorduruyor.
bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.
satranç, insanoğlunun icat ettiği öteki bütün oyunlar arasında kendini bağımsızca rastlantının her türlü tiranlığının dışında tutan ve zafer taçlarını yalnızca tine ya da daha doğru bir deyişle, tinsel yeteneğin belli bir türüne sunan tek oyundu. fakat insan daha satrancı bir oyun diye adlandırmakla, kendine hakaret etmek anlamını taşıyan bir küçümsemenin vebali altına sokmuş olmuyor muydu?