birgencintabiriyle

Durum: 114 - 0 - 0 - 0 - 28.05.2019 20:19

Puan: 1330 - öğrenci

8 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 12

yaşar kemal

ah be yaşar kemal masum aşkların yaşadığı o anlattığın toroslar nerde artık? nelere üzülür nelere önem verir olduk. ne vefa kaldı ne uğruna her şey yapılabilecek bir aşk. çok kaptırdık bozulan çağa kendimizi. özümüz ne güzeldi bizim sevip sevilirdik, vefa nedir bilirdik, incir çekirdeğini doldurmayan şeyler için insan kırmayı bırak büyük olaylar yaşandığında bile aşka ve vefaya sarılırdık. sen güzel yazdın torosları ince memedle biz yaşatamadık ne torosları ne de ince memedleri

ahmed arif

kelimelerin ahmed arif’i andırıyor demişti sevgilim. hep sorgularım aşk mı insanı şair yapar yoksa insan şair olduğu için mi aşık olur, kavuşunca şair kaybeder mi şairliğini ya da aşktan söz edilemez mi, ya da bunlar güzel de insan bir yuvası mutlu bir hayatı olsun mu ister? hepsi de bir zahmet bir arada olmasın sonucuna çıkıyorum hep

aşk

uzun süredir yokum buralarda. canlandırmak lazım ortalığı biraz. bugünler o kadar yoğun geçiyor ki bir yandan sunumlar, projeler bir yandan yazılmayı bekleyen yazılar ve hafta sonu sınavlar. hayatımda olmayan tek şey sen. varsın elbette ama ne sesini duyuyorum ne yüzünü görüyorum. bütün bu yoğunlukların içinde her soluklanmamda aşk ve seni düşünüyorum.

oğuz atay

çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz. yaşarken anlaşılmaya mecburum.

behçet necatigil

sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.

bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı.

siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
yılların telâşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.

gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vaktiniz olmadı.

Âşık veysel

ey beni bu derde giriftar eden
eski muhabbeti kaldırdın neden
gönül ister kavuşmayı ölmeden
gül olmasa bülbül ah u zar etmez

vatanım sensin

entrikalar olmazsa olmaz lakin araya bir yere atatürk'le ilgili bir şey sokuyorlar. sonra ağla allah ağla

ümit yaşar oğuzcan

"gülleri sarı severim; toprağı ıslak,
türküleri yanık, şiirleri hoyrat,
havayı nemsiz, çayı demsiz.
bir seni olduğun gibi
bir seni her şeye rağmen,
bir seni, hâlâ"

yılmaz özdil

yılmaz özdil filan okumaya gerek yok. hiçbir anlamı olmayan yazılar yazıyor. ayrıca memleketi yılmaz özdil mi yönetiyor niye adamın eleştirilerini okuyasın ki. eleştirip ne yapacağız bize ne sunarlarsa onu alıp atalım kafamıza. ama ille yılmaz özdi'i sevmiyorum diyenler samimi olması için bir tek yazısını okusun ki biz de memlekette düşünerek konuşuyor insanlar diyelim.

zübük

kemal sunal filmi olup, yıllardır kanallarda 7/24 gösterilen kemal sunak filmlerinin dışındadır ve kimse de izlememiştir. neden mi? çünkü alenen memleketi anlattığı için sevmezler bu filmi. ama ağlanacak şeylere gülmek istiyorsanız içtenlikle tavsiye ediyorum.
  • /
  • 12

sabahattin ali

bir arkadaş istiyorum. benimle konuşmadan beni tamamen anlayacak, benimle karşı karşıya saatlerce hiç konuşmadan oturabilecek bir arkadaş.

vişne bahçesi

bundan 4 yıl evvelinde 27martta konak dt’de izlemiştim. izmir’de en sevdiğim sahne olmasından mı, çehovdan mı, enfes oyuncularından mıdır bilinmez, ba yı la rak izlemiştim. tabiki biletim yoktu. epeyce yalvararak girdim.

münir özkul

çocukluğumuzdan bir yıldız daha kaydı. daha geçen gün okuduğum bir kitapta kendisinden bahsediliyordu ve beni eskilere götürmüştü.
yeşilçam oyuncularından munir özkul hakkın rahmetine kavuşmuştur. ailesine ve sevenlerine sabır diliyorum. allah rahmet eylesin...

nazım hikmet ran

denize karşı bir bankta,
omzuna başımı yaslayıp,
sesinden şiirler dinlemek gibi
çocukça isteklerim oldu.
bağışla...

ahmet muhip dıranas

kalbe bıçak gibi giren hatırların
dilsiz olduklarını anlıyorum
kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum

turgut uyar

bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
uykudan uyandırsam seni:
ki, daha sisler kalkmamıştır haliçten.
vapur düdükleri ötmededir.
etraf alacakaranlık,
köprü açıktır henüz.
bir gün sabah sabah kapıyı çalsam…

yolculuğum uzun sürmüş oldukça.
gece demir köprülerden geçmiştir tren.
dağ başında beş on haneli köyler,
telgraf direkleri yollar boyunca
koşuşup durmuş bizle beraber.

şarkılar söylemişim pencereden,
uyanıp uyanıp yine dalmışım.
biletim üçüncü mevki,
fakirlik hali.
lületaşından gerdanlığa gücüm yetmemiş,
sana sapancadan bir sepet elma almışım…

ver elini haydarpaşa demişiz,
vapur rıhtımdadır pırıl pırıl,
hava hafifiten soğuk,
deniz katran ve balık kokulu
köprüden kayıkla geçmişim karşıya,
bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu…

birgün sabah sabah kapıyı vursam,
-kim o? dersin uykulu sesinle içerden.
saçların dağınıktır, mahmursundur.
kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim,
bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
uykudan uyandırsam seni,
ki, daha sisler kalkmamıştır haliçten
fabrika düdükleri ötmededir...


özlemek hiç güzel değil.

korkma korkma düşmekten bak yanındayım ben

kötülük bitmiyor. korku bitmiyor. mutsuzluk her daim kalbimizde ve aklımızda olan anılarımız kadar yakın. tam da böyle durumlarda bizi kollayacak birisine ihtiyaç duyarız. uzakta da olsa, korunmak bizi huzurlu hissettirir. (bkz:mark sperring) yazdığı bu öyküyü bunca sıcak kılan taraf da bu işte. çocuk kitapları deyip geçmeyinlik bal gibi kitap.

orhan veli kanık

şu pahalı hayatta aklıma dizeleri geldikçe beni keyiflendiren şair.

bedava yaşıyoruz, bedava;
hava bedava, bulut bedava;
dere tepe bedava;
yağmur çamur bedava;
otomobillerin dışı,
sinemaların kapısı,
camekanlar bedava;
peynir ekmek değil ama
acı su bedava;
kelle fiyatına hürriyet,
esirlik bedava;
bedava yaşıyoruz, bedava.

mustafa kemal atatürk

''öğretmenler! yeni nesil sizin eseriniz olacaktır''

tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlarım

tarihi hoşça kal lokantası

yazarı (bkz:şermin yaşar) olan kitap

sana tahsis ettik yürek denilen arsayı; koy in cin top oynasın; koy anılar cirit atsın. anladım, sensiz bana bu dünya dar...

Toplam entry sayısı: 114

özdemir asaf

"her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir şiiri yoktur"

sigmund freud

herkes doğru insanı bulmak ister, yanılmamak için...
oysa kimse uğraşmaz, doğru insan olmak için.

ahmed arif

"ve hep olmayacak şeyler kurarım. gülünç, acemi, çocuksu"

kanlı nigar

bambaşka bir fatma girik gördüğümüz ve abi kardeşi oynayan kemal sunal, tiyatro tadında bir zevk veriyor. büyük hayallerimden biri de bu filmi "arabalı sinemada" yanımda hoş bir kadınla izlemek. teşekkürler admin.

sigmund freud

mutluluk pantolona işemek gibidir, ıslaklığı herkes görür ama sıcaklığı yalnız sen hissedersin.

özdemir asaf

"her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir şiiri yoktur"

mevlana celaleddin-i rumi

seni iki şey anlatır:
hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabır, her şeyin varken gösterdiğin tavır.

cemal süreya

..aşkı anılar besliyor düşler kadar
bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
sevgi eskidikçe sevgi,.. dedi şair zuhal'ine. karşımda olsa derdim ki, cemal abi, bunları sevdiğin kadına mı söylüyorsun yoksa bize bir kadını böylesine sevebildiğini mi ? ne derdi acaba? neyse iyiki de demiş, ben desem kimse inanmazdı.

aşk

aşk ailedir.
akşam saat 20.00 suları, ev halkı toplanmıştır. temmuz ortası, yüzyılın sıcakları bozkır topraklarını kasıp kavurmaktadır. ailenin babası kendini mütevazı bahçesindeki küçük kamelyaya atmıştır. orası serin olduğu için değil, oranın estiği düşüncesiyle bahçeli evde oturmanın keyfini sürer. anne, elinde gazete, haberleri karıştırıp, ülke siyasetine yüzünde hafif bir tebessümle içinden saydırır. evin tek kızı odasında, gençlik hülyalarıyla, çevresini umursamadan yatağına uzanmıştır. evin en ufak ve en gözdesi çizgi film izleme kavgasını kazanmış ve minik kahkahalarıyla iç dünyasında ne yaşadığı bilinmeden televizyona dalmıştır. ben mi? ben de odamda, camın önüne yatak attım, elimde bir roman, aklım romanda değil, belki biraz eser umuduyla uzanıyorum. ve anne seslenir, herkes mutfağa toplanır. anne yerde hamur açar, baba hamuru ocakta pişirir, evin kızı yağlayıp içine peynir dürer. bana da karpuz kesmek, kaba zeytin koymak ve sofrayı kurmak görevi verilmiştir. ufaklıkta, boyundan büyük laflar edip herkesi gülümsetmektedir. şimdi herkes ailenin babasının yegane yeri olan kamelya da akşam yemeğini yer ve çaylarını içerler. sıcak bir temmuz akşamı bir bahçede son bulur.

sigmund freud

herkes doğru insanı bulmak ister, yanılmamak için...
oysa kimse uğraşmaz, doğru insan olmak için.

kürk mantolu madonna

"halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi" diye anlatır raif efendi'yi sabahattin ali. kurgusu bir aşkın üzerine olan kitap, halbuki derin tespitleriyle kendimize bir itiraf niteliği taşıyor. ben de o insanlardan biriyim, içinde yaşanmışlıkların fırtınası, dışında ölü deniz, dalgasız. belki aynı raif efendi gibi öldükten sonra fırtınalar kaleme alınır ve birkaç kişiye dokunur.

özdemir asaf

"her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir şiiri yoktur"