marslı
filmini sinemada izleme fırsatı bulmuştum, video günlüklere özellikle de dünya dışındayken olanlara aşırı merakım var, bilim-kurgu üzerine komedi, üzerine de dünya dışı tarım konuları ele alınınca beni inanılmaz cezbetmişti. her şey yapılabilirmiş gibi hissettiren akıcı güzel bir filmdi. kitabının filmdeki gibi görselle desteklenmediği için terimsel açıdan daha ağır olduğunu duymuştum.
young sheldon
çıkacağını duyduğum andan itibaren çok heveslenmiştim. dün izleme fırsatı buldum, hikayenin başladığı yeri çok sevdim, ara hikayeleri jim parsons'ın seslendirmesine de ayrı bayıldım. ana karakterle bağımız henüz sağlamlaşmadı ama ilerde olacağından eminim. gülme efektlerinin olmaması bizi daha derin bir hikayenin beklediğini de gösteriyor, üstelik sadece 20-22 dakika. hemen yeni bölüm gelsiin! :)
şeker portakalı
insanın içine ılık ılık bir şeyler aktığını hissettiren mükemmel kitap. çocukluğun derin yaraları ve çok daha fazlası belki de.
serinin ikinci kitabıyla doruk noktasına ulaştığını düşündüğüm yazar, son kitabında ciddi şekilde batırmış.
zeze'nin hayatını onunla birlikte yaşamazsanız, çok şey kaybedersiniz.
rick and morty
insanların pickle rick bölümüyle hypeladığı ama bundan çok çok daha iyi sahnelerin olduğu, zaman yolculuğu ve bir sürü bilim kurgu öğesinin bulunduğu, hiç bir yere taş atmaktan gocunmayan tabiri caizse güldürürken düşündürmekten kafa patlatan, ayrıntı çizimleriyle geeklerine doyum yaşatan mükemmel animasyon-çizgi dizi. dini değerlerin dalga geçilemeyecek şeyler olduğunu düşünenlerin izlemesini tavsiye etmem. adamlar hristiyanlara sövüyor kimse ses çıkarmıyor, bizim sitelerde müslümanlara şöyle dedi, tövbee deee! diye utanç dolu yorumlar görüyorum. can sıkıcı olsa da, açık görüşlü olmayan insanı üç dakikadan sonra sarmıyor zaten. boş komedi sevmiyorsanız şiddetle tavsiye ederim.
cesur yeni dünya
bu kadar sevilmesine anlam veremediğim, yazarının bile distopya mı ütopya mı olduğuna karar veremediği ve muhtemelen bu yüzden tatminsizlik dolu bir sonla bitirdiği, aşırı detaylarıyla can sıkan, bütün bunlara rağmen arkasındaki emek ve kaynak arayışı dolayısıyla saygı duyulması gerektiğini düşündüğüm kitap.
kayboluş
kapak tasarımıyla bilim-kurguyu canlandıran, polisiye-roman olarak geçen ve içinden neredeyse bir aşk romanı çıkan kitap.
asla istediğiniz tatmini vermiyor evet kendini okutuyor, merakla son sayfalara kadar geliyorsunuz ama sonrasında bam! kitap bitiyor, öylece, ne oldu ne bitti anlamadan. yaşamın içinden soruların romanları bunlar, epilepsi tedavisi gören bir kadının üzerinde yapılan deneyler ve bu deneylerle yaşamaya başladığı başka bir hayatı konu alıyor, diğer kitaplarına nazaran bunun sonunun tatmin düzeyi daha yüksek yine de.
buket uzuner
3-4 tane kitabını okuma fırsatı bulduğum, kitaplarını ilmek ilmek işlediğini okurken bile hissettiğiniz, kafasının içi dolu kadın yazar.
henüz ikisini çıkarttığı uyumsuz defne kaman serisinde şamanizmi anlatması nedeniyle de ayrı bayılıyorum.
kara kule
kitabı okuyanlar için tam bir facia olan, konuyu bilmeden gidenler için klasik kötülerin yenildiği çocuklar kullanılmış bir film. alelacele çekilmiş, bir sürü yeri eksik kalmış gibi hissediyorsunuz filmi izlerken, çoğu yeri anlamıyorsunuz bile. bu kötü filmin üzerine, filmden uyarlama kısa kitap da çıkarttılar ve ben tam anlamıyla kıl oldum. buna ayıracağınız vakitte insanlığa çok daha yararlı işler yapabilirsiniz. :)
içimizdeki şeytan
kitap içerisinden hemen herkesin aynı alıntıyı yaptığını düşünüyorum, o yüzden paylaşmayacağım, üniversite stajım esnasında okumuştum, staj o kadar boş geçiyordu ki görebileceğim tek şey boş panolardı ve bu kitap da hiç eğlendirmiyordu. zeki ama çalışmayan bir adam olan ömer'i, onun yaşadıkları üzerinden kendi hayatlarımızı okuyoruz bu kitapta, inanılmaz kasvetli, son sayfalarda bir o yana bir bu yana devrilerek zar zor okuduğum yine bir sabahattin ali eseri, sanırım yıldızımız barışmayacak bir türlü
çizgili pijamalı çocuk
çocuklara okutulsa da içeriğinin çocuklara yönelik olduğunu düşünmediğim, yalnızca bir çocuğun gözünden yazıldığı için buna inanıldığını düşündüğüm bir kitap, içerik hitler'e ve onun nazilerine ilgi duyanlar için basit, bir giriş kitabı olabilir, ana karakter çocuk olduğu için okuduğunuz hikaye daha çok dokunuyor içinize, babası bir asker olan karakterimiz, yine babasının işi dolayısıyla kendi evinden çok uzağa taşınmak zorunda kalıyor, yeni evinin penceresinden gördüğü demir parmaklıklar ise onun bu yolculuğa çıkmasına ve bizim bu kitabı merakla ve çabucak okumamızı sağlıyor