yazıldığı dönemle okunduğu dönem arasında dağlar kadar kültür farkı olduğu için oldukça yanlış anlaşılan, (hatta) popüler listelerin zirvesinden inmek bilmeyen fakat bir o kadar da anlaşılmayan, türk edebiyatının takdire şayan edebi şahsiyetlerinden sabahattin ali'nin kült eseri.
eser her ne kadar aşk konulu kitaplar arasında yer alsa da maalesef yanılıyor okurlar, bu konuda. eser, tema itibariyle tamamen 'bireyin iç dünyasını yansıtan eserler' arasında yer alıyor.
"küçük bir memur olan raif efendi'nin hikayesine giriş yaparak başlar, psikolojik tahliller yaparak ilerler. ardından büyülendiği bir tablo karşısında hayatının tepetaklak olduğu yıllara geri dönüşler yapılarak maria puder'e olan alakasıyla devam eder."
son dönemlerde sinemaya uyarlanacak haberlerinin yanı sıra (türkiye'deki okumamak sıkıntısından kaynaklı) fiyaskolar da yok değil, bu kitap hakkında. sabahattin ali eğer yaşasaydı bu kitabı yazdığına pişman olurdu. bundan eminim. (bkz:
sabahattin ali)