"sana, beni asla tanımamış olan sana."
kitabın dram dolu olduğu bu satırlardan anlaşılabiliyor. bir tarafta aile sevgisinden yoksun, aşık, kör, herşeye rağmen aşkından vazgeçmeyen bir kız diğer tarafta da zengin, yakışıklı, karşısındakini tanımaya cüret etmeyen, hiç umursamayan bir adam.. o kız hiç tanınmadı. defalarca aynı ortamda bulundu sevdiği adamla birlikte vakit de geçirdiler. buna rağmen adamda iz bırakamadı. normal biriydi onun için. "herkes" gibiydi o da. buna rağmen sevgisini yitirmedi ona ulaşmak için türlü yollara başvurdu. hiç evlenmedi. belki daha güzel bir hayatı olabilirdi ama tutku dolu aşkından vazgeçemedi...(bu aşamada bazı kötü şeyler de yapıyor tasvip edilmeyecek şeyler ama olayın bütününe odaklanmak gerektiğini düşünüyorum) • bir nevi toplum yapısından bahsetmemiş mi zweig. diğer kitaplarında da olduğu gibi. ataerkil bir toplumda kadının yeri ya da daha doğrusu değeri de diyebiliriz. gününü gün eden bir erkeğin kadını sadece bir nesne olarak kullanması!!
"sana, beni asla tanımamış olan sana."
kitabın dram dolu olduğu bu satırlardan anlaşılabiliyor. bir tarafta aile sevgisinden yoksun, aşık, kör, herşeye rağmen aşkından vazgeçmeyen bir kız diğer tarafta da zengin, yakışıklı, karşısındakini tanımaya cüret etmeyen, hiç umursamayan bir adam.. o kız hiç tanınmadı. defalarca aynı ortamda bulundu sevdiği adamla birlikte vakit de geçirdiler. buna rağmen adamda iz bırakamadı. normal biriydi onun için. "herkes" gibiydi o da. buna rağmen sevgisini yitirmedi ona ulaşmak için türlü yollara başvurdu. hiç evlenmedi. belki daha güzel bir hayatı olabilirdi ama tutku dolu aşkından vazgeçemedi...(bu aşamada bazı kötü şeyler de yapıyor tasvip edilmeyecek şeyler ama olayın bütününe odaklanmak gerektiğini düşünüyorum) • bir nevi toplum yapısından bahsetmemiş mi zweig. diğer kitaplarında da olduğu gibi. ataerkil bir toplumda kadının yeri ya da daha doğrusu değeri de diyebiliriz. gününü gün eden bir erkeğin kadını sadece bir nesne olarak kullanması!!