"8 yıl ilköğretim,3 yıl da lise. toplam 11 yıl.
11 yıl boyunca neden bu çocuklara dostoyevski okutmazlar düşündünüz mü?
bir şeylere uyanmasınlar diye."
kısa ve nettir bu diyalog.
yazmakla bitiremeyeceğim gönüldeşim,belki de bu dünyada kendimi anlatabileceğim tek insan. çoğu zaman mezarına gidip konuşma ihtiyacı duyarım. bu dünyayı gerçekten anlayan insanları sayıyorsak kafka onlar içindedir bence. milena'ya mektuplar'la bilinir ama birçok kitabı kendinden şeyler anlatır.
ölümünden sonra pablo neruda 'nın kendisine ithafen şiir yazdığını duyunca çok şaşırmış, bu kadar örnek görülmesine ve neruda'nın şiirindeki samimi dostluğa bayılmıştım.o şiirdense pablo 'nun güzel dostundan alıntı paylaşayım.
.
"yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
yürümek...
yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek..."
-nazım hikmet ran
kısaca her engele karşı yürüyün sevgili dostlar.
20 dakikada hem gülümseyelim,hem dram yaşayalım,hem absürtlükleri görelim, arkadaşlığın samimiyetini alalım diyorsanız,izlemeniz gereken dizi.ayrıca bu dizinin tartışmalı sonu vardır.ama bence kaderin cilvesine işaret ettiği için hiç de kötü değildir.samimiyet kokar,samimiyett.
ikinci okuyuşumda kendimi tutamayıp ağladığım ancak bir sayfa atladığımı görünce çocuk gibi sevinip bir şeyin değişmeyeceğini bilerek o sayfayı daha çok ağlayarak okuduğum kitaptır kendisi.
"evcilleştirdiğin kim olursa olsun, sen ondan sorumlusundur artık. " sözüyle kitapla olan bağım kuvvetlenmiş,gözyaşlarım ölene kadar akan sayfalarda kalmıştır.
okuyun,okutun.
defalarca,sıkılmadan ve en önemlisi insanlaşmadan okuyun.
ölümünden sonra pablo neruda 'nın kendisine ithafen şiir yazdığını duyunca çok şaşırmış, bu kadar örnek görülmesine ve neruda'nın şiirindeki samimi dostluğa bayılmıştım.o şiirdense pablo 'nun güzel dostundan alıntı paylaşayım.
.
"yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
yürümek...
yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek..."
-nazım hikmet ran
kısaca her engele karşı yürüyün sevgili dostlar.
yazmakla bitiremeyeceğim gönüldeşim,belki de bu dünyada kendimi anlatabileceğim tek insan. çoğu zaman mezarına gidip konuşma ihtiyacı duyarım. bu dünyayı gerçekten anlayan insanları sayıyorsak kafka onlar içindedir bence. milena'ya mektuplar'la bilinir ama birçok kitabı kendinden şeyler anlatır.
ikinci okuyuşumda kendimi tutamayıp ağladığım ancak bir sayfa atladığımı görünce çocuk gibi sevinip bir şeyin değişmeyeceğini bilerek o sayfayı daha çok ağlayarak okuduğum kitaptır kendisi.
"evcilleştirdiğin kim olursa olsun, sen ondan sorumlusundur artık. " sözüyle kitapla olan bağım kuvvetlenmiş,gözyaşlarım ölene kadar akan sayfalarda kalmıştır.
okuyun,okutun.
defalarca,sıkılmadan ve en önemlisi insanlaşmadan okuyun.
20 dakikada hem gülümseyelim,hem dram yaşayalım,hem absürtlükleri görelim, arkadaşlığın samimiyetini alalım diyorsanız,izlemeniz gereken dizi.ayrıca bu dizinin tartışmalı sonu vardır.ama bence kaderin cilvesine işaret ettiği için hiç de kötü değildir.samimiyet kokar,samimiyett.