sir gawain

Durum: 45 - 0 - 0 - 0 - 14.03.2020 19:24

Puan: 255 - öğrenci

5 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

yirmibirinci yüzyılın bohem şövalyesi.
  • /
  • 5

elite

üçüncü sezonu izledim de geldim. açıkçası kötüydü genel itibariyle. senaryo kafa karıştırıcı, alengirli işlerle uzatılıyor. beni sezona bağlayan tek unsur karakterlerin gitgide olgunlaştığını görmemizdi. izlenir mi? dümdüz netflix işlerini beğeniyorsanız izlenir; bol cinsellik, bol duyar, bol uyuşturucu, uçta gençler.

 spoiler!
zaten final de en olgun halleriydi. üzdü biraz. herhalde orjinal kadroyu arka hikayeye alıp yeni sınıfla devam edecekler gelecek sezonda, sınıfta kalanlarımız da köprümüz olacak. bekliyoruz bakalım.

the shining

kubrick'in en iyi eserlerinden olmakla birlikte dünya sinemasının da önemli bir noktasında kendine yer bulmuş 80 yapımı korku filmi. king'in aynı isimli romanı taban alınmıştır. dediğim gibi taban alınmıştır çokça farklılık göze çarpmaktadır. hatta bu yüzden yazar, filmi beğenmemiştir. izlenmelidir.

rise of empires: ottoman

fethe farklı bir bakış açısı aslında. daha çok düşmanın gözünden görmek konusunda iyi bir yapım. zaten tarihi bakımdan çok gerçekçi. oyunculuklar, senaryo iyi. izlenir.

çocuklar duymasın

ilk sezonları çok iyidir hâlâ arada açıp izlerim. hatta 2010 tekrar yapımını da severim. ayrıca son yapımın gerçek olmadığına da kendimi inandırmış bulunmaktayım.

kadın

her denk geldiğimde "bu dizi hâlâ devam ediyor mu ya?" dediğim her defasında da "evet" cevabını aldığım dizidir. iki, iki buçuk yıldır böyle. umarım bir gün yanıltır.

cem yılmaz

türk sinemasının diğerleri gibi olmayanıdır. sürekli yeninin peşindedir, bir o kadar başarılıdır.

ölmek için 13 sebep

kitabını beğenmedim. dizinin ise sadece ilk sezonunu kayda değer buldum.

cimri

bitirdikten sonra etkisi geçene kadar, farkında olmadan, elinizi cüzdanınıza götüremeyeceğiniz kitaptır. okunmalıdır.

kelebekler

izlenmeli, çok iyi film.

kuzuların sessizliği

posterine bakmamla gözümü kaçırmamın bir olduğu film. aynı zamanda çok iyidir. izlenmelidir.
  • /
  • 5

adalet ağaoğlu

adalet ağaoğlu, daha çok roman ve öykü türündeki eserleriyle tanınan yazar. 20. yüzyıl türk edebiyatının en önemli romancılarından biri kabul edilir

kardeşimin hikayesi

"onca sayfa okunur mu hiç ya? özetlerine baktım. bunları söylerken kucağındaki ipad'i işaret ediyordu. o zaman hayatı, aşkı, ölümü, felsefeyi, edebiyatı 140 karakterlik tweet'lerle ifade eden bir kuşakla konuştuğumu daha derinden kavradım. aramızdaki uçurum kapanmayacak cinstendi."

sigmund freud

mutluluk pantolona işemek gibidir, ıslaklığı herkes görür ama sıcaklığı yalnız sen hissedersin.

george orwell arkadaşımdı

ben bu kadar güzel kitabı nerden buldum. açıyorum yine okuyorum. en çok da nirvana. en çok da kurt cobain. en çok da onun sesini okuyorum. allahım ne güzel

söyle margos nerelisen?

(bkz:mıgırdiç margosyan)'ın yazdığı 144 sayfalık hikaye.

zehra

türk edebiyatının ilk psikolojik roman denemesidir. karakterimiz zehra çocukluktan beri kıskanç bir yapıya sahiptir. evlendikten sonra kocasını bunaltması, kocasının onu aldatması sonrasında aldığı intikamı konu alan kitap, kısa ve akıcı bir kitap.

iskender pala

tarihi kurgunun en önemli isimlerinden biri. od, şah ve sultan, efsane, mihmandar, katre-i matem, babil'de ölüm istanbul'da aşk gibi daha birçok tarihi kurgu romanlarının sahibi

babil'de ölüm istanbul'da aşk

(bkz:iskender pala) tarafından yazılmış 416 sayfalık bu kitap roman, tarih, edebiyat türlerine sahiptir.ayrıca kitap 9789944486798 ısbn numarasına sahiptir.

sophokles

antik yunan'ın eshilos ve evripides ile beraber 3 büyük tragedya yazarlarından biridir

eyes wide shut

başrolerinde tom cruise ve nicole kidman vardır. ilişkiler üzerine değişik bir anlatıma sahip güzel bir filmdir. kubrick'in son filmidir. vizyona girmeden vefat etmiştir. filmde bahsettiği tarikat yüzünden öldürüldüğü komplo teorisi vardır.

Toplam entry sayısı: 45

öteki

büyük ustanın, şizofreni hastalığının keşfinden on yıllar önce tamamiyle gözlemlerine dayanarak yazdığı bay golyadkin karakterinin yaşadığı olaylar silsilesini anlatan roman. çokça toplumsal konunun psikolojiyle harmanlandığı bu anlatı herkes tarafından okunmalı.

lolita film

rus yapıtlarında çokça rastladığımız yasak aşkın sinema uyarlamasıdır. en sevdiğim kubrick filmlerindendir, aramızda kalsın galiba en sevdiğimdir.

thor

kötüdür işin doğrusu. zaten genelde mitolojik işler sinemaya doğru düzgün uyarlanmıyor nedense.

elite

ilk sezonu marina'nın iğrençliği olsun, genel olarak kalitesiz olması olsun sıkıla sıkıla izlediğim ama ikinci sezonuna aşık olduğum gençlik dizisidir. üçüncü sezonuna aşağı yukarı iki gün vardır ve hemen az önceki yüksek heyecanım
 spoiler!
güzel cayetana'mın polo'nun üçlü fantezilerine kurban gittiğini
gördüğümde uçup gitmiştir.

ezilenler

her bölümüyle ayrı bir güzelliğe sahiptir. güldürür, üzer, acırsınız karakterlere çoğu zaman. sonu da acılı bitmiştir, hâlâ merak ederim şimdi neredelerdir diye. okunmalı.

ekstra: romanımızın anlatıcısı dostoyevski'nin "insancıklar" romanından sonraki yeni ünlü yaşantısı taban alınarak yazılmıştır.

ismet özel

belki de anlamak için yıllarınızı vereceğiniz şair. şiirleri öyle çok imgeli, üstü kapalı değildir aslında yanlış anlaşılmasın. sadece her okuduğunuzda farklı bir yerinizden dürtlerler, hiç okumamışsınız gibi hissettirirler.

sofie'nin dünyası

muazzamdır. "felsefeye başlamak istiyorum nereden girsem yediğim tokat daha az acıtır?" sorusunun yegâne cevabıdır.

henüz vakit varken gülüm

yapı kredi yayınları'ndan çıkmıştır. kitaptaki son şiir "otobiyografi" en beğendiğimdir, okunmalıdır.

1902’de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem.
üç yaşımda halep’te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda moskova’da komünist üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine moskova’da tseka-parti konukluğu ve
on dördümden beri şairlik ederim.

kimi insan otların  kimi insan balıkların çeşidini bilir
                                                                           ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
                                                    ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
           
otuzumda asılmamı istediler,
kırk sekizimde barış madalyasının bana verilmesini
                                                                                  verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metrekare betonu
elli  dokuzumda on sekiz saatte uçtum prağ’dan havana’ya.

lenin’i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924’te
961’de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni
                                                           sökmedi
yıkılan putların altında ezilmedim

951’de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52’de çatlak bir yürekle dört ay sırt üstü bekledim ölümü

sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim şarlo’ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımıniçtim ama akşamcı olmadım

hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı, ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
               ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene, uçağa, otomobile,
çoğunluk binemiyor.
operaya gittim,
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere ben de gitmedim 21’den beri
                    camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye,
                    ama kahve falına baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
                türkiyem’de türkçemle yasak

kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filân olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin

bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün berlin’de kederden gebermekte olsam da
                                              insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım,
                              başımdan neler geçer daha
                                                                  kim bilir.                                                            
                                                                                       11 eylül 1961, doğu berlin

ahlat ağacı

öneririm. içimizden bir hikayenin çok güzel bir anlatısıdır.

azra kohen

son romanı olan (bkz:gör beni) son yıllarda kaleme alınıp gönlümde taht kuran sayılı eserlerdendir.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.