gerilim türünün başarılı isimlerinden olan alman yazar (bkz:sebastian fitzek) 'in 312 sayfalık sayfalık kitabı uyurgezer; nisan 2017 tarihinde, pegasus yayıncılık tarafından, ısbn: 9786052991428 numarası ile yayınlanmıştır.
(bkz:sebastian fitzek) tıbbi gerilim türünde yazdığı 352 sayfalık kitap, pegasus yayıncılık tarafından, 2011 tarihinde, ısbn:
9786054456680 numarası ile yayınlanmıştır.
(bkz:sebastian fitzek) tarafından yazılan ve ülkemizde 2007 tarihinde, 9789759025328 ısbn ile yurt kitap tarafından yayınlanan , 296 sayfalık kitap; psikolojik gerilim türünde tavsiye edilenler arasındadır.
oz büyücüsünü bilenler varsa (bkz: adam fawer)'ın bu kitabı da karakter isimlerine kadar onun aynısı. bilmeyenler için de şöyle açıklayayım; 12-17 yaş kesimine hitap eden, fantastik türün en sıradanı. insan, (bkz: olasılıksız) ve (bkz: empati) gibi harika kitapların yazarı ile 'oz' aynı yazara ait değil diye düşünüyor. kurgu ve karakterler kendine ait olsa bir yerde kabul edilebilir. fakat o bile bire bir kopya. yazar notunda da açıkladığı gibi fazlasıyla zorlama bir kitap olmuş.
londra doğu yakası'nda iki ay sokaklarda yaşayan (bkz: jack london)'ın bu deneyimini kaleme alarak; toplumsal adaletsizliği gözler önüne serdiği ve büyük yankı uyandıran eseridir. kitap ülkemizde kasım 2015 yılı, 222 sayfa, ısbn:6051711775 ile alfa yayınevi tarafından yayınlanmıştır.
2014 tarihinde, iş bankası kültür yayınları tarafından,ısbn:9786053322863
ile yayınlanan 344 sayfalık (bkz:jack london) eseridir. london, kitabını hapishane deneyimi yaşatan bir arkadaşından esinlenerek kaleme almıştır.
12 ocak 1876 yılında san francisco'da doğan, bir çok maceraya atılan, genç yaşında intihar eden ve onlarca eseri olan jack london; kitaplarının çoğunda kendi yaşadığı serüvenleri anlatır ve müthiştir. geriye kalan kurgusalların da ise sizi o kitapta yaşatır. (bkz: beyaz diş), (bkz:martin eden),(bkz: adem'den önce), (bkz:vahşetin çağrısı), (bkz:uçurum insanları), (bkz:yıldız gezgini) muhteşemlerine örnektir.
'bir yazar ve yaşlı bir kadın karakterden korku, gerilim kitabı olur mu?' demeyin, oluyor. (bkz:stephen king) yazarsa hem de nasıl oluyor. gerilim seviyorsanız kaçırmayın.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
"ay karanlık
maviye,
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine.
rüzgarda asi,
körsem,
senden gayrısına yoksam,
bozuksam,
can benim,
düş benim,
ellere nesi?
haydi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak,
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar.
ne olur gel, ay karanlik...
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü,
dost gülücüklü
cigaramdan yanar.
alnım öperler,
suskun, hain, cıyansı.
dört yanım puşt zulası,
dönerim dönerim çıkmaz.
en leylim gecede ölesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlik..."
'bir yazar ve yaşlı bir kadın karakterden korku, gerilim kitabı olur mu?' demeyin, oluyor. (bkz:stephen king) yazarsa hem de nasıl oluyor. gerilim seviyorsanız kaçırmayın.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
"ay karanlık
maviye,
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine.
rüzgarda asi,
körsem,
senden gayrısına yoksam,
bozuksam,
can benim,
düş benim,
ellere nesi?
haydi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak,
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar.
ne olur gel, ay karanlik...
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü,
dost gülücüklü
cigaramdan yanar.
alnım öperler,
suskun, hain, cıyansı.
dört yanım puşt zulası,
dönerim dönerim çıkmaz.
en leylim gecede ölesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlik..."
"senin görüşlerini sonuna kadar dinledikten sonra kendi bildiğini okumakta direten, senden daha zeki bir çılgına karşı ne yapabilirsin ki, diye geçirdi aklından."
(sayfa 297)
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
'bir yazar ve yaşlı bir kadın karakterden korku, gerilim kitabı olur mu?' demeyin, oluyor. (bkz:stephen king) yazarsa hem de nasıl oluyor. gerilim seviyorsanız kaçırmayın.