kitapta sıkça söylenildiği gibi yakup, bir çingene çocuğu. yarı roman, yarı yeniş. henüz on yaşında bile değil. roman bugün, eskiden ve eskiden, çok eskiden bölümlerinden oluşuyor. bu zaman geçişleri sırası ile değil. bu ilk başta biraz kafa karışıklığı yaratıyor ama kitap ilerledikçe aşılıyor bu durum. olaylar bugün yakup'un koşmasıyla başlıyor. elbette koşmasının bir sebebi var ve bu sebep insanları ve dünyayı sorgulatıyor bizlere.
her bölümün bende bıraktığı duygu farklıydı. yakup'un annesi lor'un gençliğinin anlatıldığı bölümler depresif, çalkantılı. yakup'un hayata tutunmaya çalışması içgüdüsel ve aile özlemi ile dolu. her karakter ilmek ilmek işlenmiş. görsel zekası olan okuyucular için renklerin anlatımı tam bir şölen. bazı okuyucular için okuması zor gelebilir bu kitabı ama sabredip okursanız pişman olmazsınız.