m.mcluhan'ın yazmış olduğu iletişim okuyan bütün öğrencilerin kitaplığında olması gereken kitaplardan biri. -yani hocalarımız böyle olduğunu söylüyor.- bana iletişim sosyolojisi dersinin hocası önermişti. kitap, okuryazar olmayan bir toplumdan okuryazarlığa geçiş dönemini anlatıyor. bu çerçevede görsel duyusu gelişen insanın, hayatı anlama biçiminin de nasıl değiştiğini anlatıyor. kitabı okuması oldukça zor çünkü oldukça fazla bilimsel argümanlar var. bir yandan google açıp bir yandan okumaya çalışıyorsunuz. bu alanda kendinizi çok fazla geliştirmek istiyorsanız önerebilirim. ancak iletişime dair daha anlaşılır şeyler okumak isterseniz o zaman kesinlikle ünsal oskay'ın ''iletişimin abc'si'' adlı kitabı okumalısınız.
son zamanlarda bazı sahneleriyle instagram keşfet kısmına düşen ve tekrardan popülerleşen dizi. ben de bu kadar sık gördükten sonra merak edip başladım. konu itibariyle bana outlander'ı anımsattı.
kristen stewart'ın başrolünü üstlendiği, prenses diana'yı anlatan film. akıcılık bakımından yavaş ve donuk bir film olduğunu söyleyebilirim. prenses diana'nın psikolojisini anlattığı için izlerken ruhunuzun daralmaması imkansız. oyunculuk performansı açısından kristen stewart'ın bir türlü alacakaranlıktaki rolünden çıkamadığını düşünüyorum. ancak akşam yemeğindeki çorba içme sahnesinde hakkı yenilemeyecek bir oyunculuk sergilemiş.
tam bir gençlik dizisi. ancak renkli bir dünyayı anlatmıyor. gençlerin yaşadığı zorbalığın üstünde duran yapımcılığını selena gomez'in üstlendiği dizi.
dizinin tekniği hoşuma gitti diyebilirim. her bölümün farklı temasının olması alışagelmişin dışında olmuş. mizah kalitesi tartışılır. dizi resmen bel altı esprilerin içine gömülmüş. erotik film yönetmenini anlattığı için belki bağlantı açısından kabul edilebilir ama yine de bana aşırı geldi. sonuç olarak kafa dağıtmak için oturup izlenilir.
“beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna”
çok beğendim 2 günde bitti netflix türk yapım dizilerinde diyaloglar zorlama oluyor genelde ama bu dizide aslı’nın küfürleri dışında diyaloglar gayet akıcıydı. dijitalleşen dünyanın geleneksel medyaya etkisine güzel göndermeler yapılmıştı
stefan zweig en sevdiğim yazarlardan biri. bu romanı da beni çok etkilemişti. duygusal bir roman olduğunu hatırlatayım. yazarın en sevdiğim kitabı ise merhamet
dizinin tekniği hoşuma gitti diyebilirim. her bölümün farklı temasının olması alışagelmişin dışında olmuş. mizah kalitesi tartışılır. dizi resmen bel altı esprilerin içine gömülmüş. erotik film yönetmenini anlattığı için belki bağlantı açısından kabul edilebilir ama yine de bana aşırı geldi. sonuç olarak kafa dağıtmak için oturup izlenilir.
netflix'in şu an bir numarada olan filmi. konusu ölüm ilanları yazan bir ajansa sahip olan fırat bir gün iflas eder ve arkadaşlarıyla yoga kampına katılır. burada lidya isimli bir kızla tanışır. lidya şarkı söyleyerek geçimini sağlamaktadır. fırat lidyanın ekibine katılır ve onların yolculukları tam olarak bu noktada başlar. film anlam arayışı üzerine duruyor. genel olarak hareketli bi olay akışı yok. astroloji ve spritüal konularla ilgileniyorsanız beğenebilirsiniz. izleme seyri güzel çünkü marmaris ve fethiyede geçiyor. araya pınar denizin güzel sesi de eklenince daha da güzel olmuş. ancak verilen mesajlar oldukça havada kalmış. sonu ise ''ee ne oldu şimdi'' dedirttiren türden. kısacası bu söylediklerimi göz önünde bulundurarak vaktiniz çoksa izlenebilecek bir film.